Page 52 - Elazig-MEM-2022-Ocak-Dergi
P. 52

50                                                 Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü Eğitim, Kültür ve Sanat Dergisi






                                               “göz odur ki dağın


                                    arkasını göre, akıl odur ki


                                              başa gelen işi bile”







               A        h  şans! Vah  şans!  Bende  şans yok  ki  zaten!  Günlük  hayatta  herhalde  en  çok  kullandığımız

                        kelimelerin  başında  gelir,  cümlelerin  içine  serpiştirdiğimiz  ‘’şans’’a  dair  güzellemeler  veya
                        yakınmalar…

                        Acaba bu kelimeyi abartarak mı kullanıyoruz veya bu kelimeye gereğinden fazla mı anlam
              yüklüyoruz? Akıl ve sağduyumuzla ilişkili konuları şansa veya şanssızlığa bağlamamız ne kadar akılcı?
              Sahi neye şans demeliyiz, neye dememeliyiz?

              Yoksa bizler işin kolayına kaçıp; öngörü zayıfl ığımızı, fi zibilite yetersizliğimizi, istişare eksikliğimizi de mi
              şanssızlıklara bağlıyoruz?

              Yazıyı okuyanlarımızdan bazılarının “Şans faktörünü görmezden gelemeyiz.” dediklerini duyar gibiyim.

              Amenna!
              Doğrudur ama geçerliliği genellenemez. Sınava hazırlanan bir öğrenciyi düşünelim. Sınavda şans faktörü
              nasıl olur sizce?

              Hemen söyleyeyim: Aday ciddi bir hazırlık yapmamışsa başarılı olması imkânsızdır. Buna şanssızlık diye-
              meyiz. Peki, şans nasıl devreye girer. Adayın çok başarılı olduğu konulardan bir yerine birkaç soru çıkarsa
              bu şansın ta kendisi olur işte! Hayat karşısındaki şans faktörünü de bu şekilde açıklayabiliriz.
              Hayatın akışı içerisinde şans yüzdesi bana göre yüzde 10-15 arasında gidip gelmektedir. Diğer büyük yüz-
              delik dilim ise tamamen bebeklikten bugüne kadar tüm yaşantılarımızı içine alan eğitim, kültür ,çevresel
              etkileşim ve gelişimimizin yansımasıdır. Aklımızın ve bilincimizin tasarrufunda olan durumları ’’şans’’sızlık
              diye nitelemek gerçekçiliği ve akılcılığı saf dışı bırakmak demektir.

              Hayat karşısında başarılı olmak istiyorsak nedenler, sonuçlar, olasılıklar ve gözlemler… arasında hatırı sa-
              yılır bir paralellik yakalamamız gerekiyor.
              Yarışa yeterince hazırlanmayan koşucu, şirketinin gelir gider durumunu dengeleyemeyen yönetici, okul
              tercihini iyi yapamayan öğrencinin “Eh ben de çok şanssızım!” demesi pek de mantıklı olmasa gerek.

              Aslında ‘’şans’’sızlık diye adlandırdığımız şeyi; yetersiz programlama, istenmeyen durumlarda danışman-
              lık hizmeti almama, yarının plânını bugünden yapamama… şeklinde çoğaltabiliriz. Bu saydıklarımızı ger-
              çekleştirebiliyorsak ‘’şans’’sızlık yüzdemizi en aza indirgemiş oluruz, diye düşünüyorum. Nitekim Euri-
              pides ne güzel söylemiş: “Aklını iyi kullananlara şans yardım eder.” O halde şansımız biraz da aklımızın
              temsilcisi olmuyor mu?

              Tecrübeye dayalı isabetli tahminler, olaylara dair şifre kırıcı analizler ve yorumlar şanssızlık denen şeyin
              ipliğini pazara çıkarıyor çoğu zaman ve yüzyıllar ötesinden süzülerek gelen bir sese kulak verelim, Bilge
              Kağan’a: ‘’Göz odur ki dağın arkasını göre akıl odur ki başa gelen işi bile.’’

                                                                   Sahi, ne kadar “Bilge”ce söylenmiş değil mi?
                                                       Murat ALP / Cemil Meriç Fen Lisesi TDE Öğretmeni-Yazar
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57