Page 55 - Elazig-MEM-2022-Ocak-Dergi
P. 55

Sayı 1 / Kasım-Aralık                                                                       53



               TEKNOLOJİNİN İNSAN


                      DAVRANIŞLARINA

                                   ETKİSİ


            T          eknoloji son bir asırdan itibaren hayatımızın hemen hemen

                       her alanına entegre olmuş durumda. Evde, sokakta, ofi ste
                       ve insanın olduğu her metrekarede…
                       Unutmayalım  ki  teknoloji  bizleri  yaklaşık  100  yıldır  esir
            almış durumda. Televizyon icat edilirken takvim yaprakları 1923 yılını
            gösteriyor,  mucit  olarak  da  John  Logie  Baird’i  yazıyordu.  Sanırım
            mucit, icadının bu denli hayatımızı çembere aldığını tahmin edebil-
            seydi  belki  de  bunun  üzerinde  daha  çok  düşünürdü.  Öyle  ki  tele-
            vizyonla birlikte evdeki mobilyalar, dekorasyonlar, odanın şekli bile
            değişti bu büyük icada yer açabilmek adına. Sonra mı ne oldu? Te-
            levizyon sayıları arttı, salondan mutfağa ve diğer odalara geçiş yaptı.
            Anneler mutfakta en sevdiği diziyi izlerken babalar hararetli bir tar-
            tışma programında, çocuklar da heyecanı yüksek bir futbol maçının
            içinde buldular kendilerini. Sonuç olarak aile içi iletişim televizyonun
            fi şine bağlandı!…

            Teknoloji  insan yaşamına  girmeden  önce  ikili  ilişkiler  ve  toplumsal
            ilişkiler güven odaklıydı. Günümüzde sosyal medya özellikle bu an-
            layışı yıkmaktadır. Öyle ki gerçek kişilik ve sanal kişilik diye belirli hat-
            larla ayrılan bu kişilik durumları çağın en büyük kişilik bozuklukların-
            dan biri olan başkalarına güven sorunun ortaya çıkarmaktadır. Gerçek
            kişiliklerini sosyal medyada gizleyen/eksik gösteren bu anlayış var
            olan  ilişkileri  zedelemekle  birlikte  sosyal  medyanın  insan  ilişkileri
            üzerindeki önemli derecedeki gücünü yansıtmaktadır.

            Uygun olmayan teknoloji kullanımının çocuk, ergen ve yetişkin beden
            ve  ruh  sağlığı  üzerinde  ciddi  bir  tehlike  oluşturduğunu  söyleyelim.
            Ebeveynlerin çocuklarının teknolojiye bağımlığından dem vurduğu-
            nu ve önleyemediklerini duymuşuzdur/görmüşüzdür. Backgroundda
            ise farklı bir boyut yatmaktadır. Çocuklar sosyal öğrenme kuramıyla
            gelişimlerini sürdürmektedir. Çocuk anne-babasını taklit yoluyla/rol
            model alarak öğrenmektedir. Anne-baba olarak bir nevi kişiliklerimi-
            zin izdüşümünü onlarda rahatlıkla görebiliriz. Bizlerin teknolojiye bi-
            linçli kullanması onların da bu yönde bir davranış geliştirme/değiştir-
            mesine olanak sağlayacaktır.
            Günümüzde  ikili  ilişkiler  teknolojiyle  birlikte  çok  farklı  bir  görünüm
            kazanmakta. Öyle ki önceden komşuya hal-hatır sorulurken, günü-
            müzde ilk sorulan soru evde wi-fi  (kablosuz internet bağlantısı) olup
            olmadığı/varsa şifresinin ne olduğudur. Gelinen bu nokta teknolojiye
            esir olduğumuzun / hâkim olamadığımızın en bariz göstergelerinden
            biri değil midir?
            Anneler çocuklarının önceleri sokaktan eve geç gelmesinden yakınır-
            dı, şimdi evden dışarı çıkmamakla/sokakta oynanan oyunlara yaban-
            cı olmalarından…

            İşin  bir  de  diğer  boyuna  değinelim.  Psikolojik  boyutu…  Psikosos-
            yal  sorunlar,  öğrenme  güçlüğü,  ders  başarısında  düşme,  saldırgan
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60